Sevgi neydi
Sevgi emek miydi
Bir şeye emek verdiğimizde onun karşılığını bekleriz peki sevgi de karşılıklı mıydı
Romeo'nun hayatında Rosaline olsaydı yine Julieti sever miydi?Oysaki Romeo Julieti kendini öldürebilecek kadar çok sevmişti.Eğer Rosaline Romeoyu terk etmeseydi Shekespeare'ın bu ünlü romanı olmazdı.Romeo Julieti sadece düşmanının kızı olarak tanıyacaktı.Ya da başka bir senaryoyla Romeo hayatında Rosaline olmasına rağmen Juliete ilk görüşte aşık olacaktı.Peki Rosaline ne olacaktı.Romeo Rosaline'yi de sevmemiş miydi?Sevgi böyle bir şey miydi?Belkide daha korkunçu Romeo Rosaline'yi unutmak için Julieti sevmişti.Hayatta her zaman belkiler vardır ve olacaktır.Tıpkı keşkeler gibi...Normalde Shekespeare'ın bu ünlü kitabını okuyan biri ne kadar da romantik aşk böyle bir şey olmalı der.Ama kimse ikinci bir senaryoyu düşünmez.Peki ya Nazım çok uzaklara gitmemize gerek yok hele bir de böylesine güzel aşk şiirleri yazan Nazım senin adını kol sattimin kayışına yazdım Piraye diyen Nazımın kayışında Vera yazıyordu.Atilla İlhanın aşkta 3.şahısa yer yoktur şiirini bilir misiniz? Bu hikayeden hareketle bu şiirin ne kadar haklı bir şiir olduğunu görebiliriz.Bazen bir aşk uğruna bir imparatorluk bile yıkılır.Paris ve Helen aşkını ya da Truvayı duymuşsunuzdur.Koskoca bir imparatorluğun yıkımına sebep olan bu aşk hala bile günümüzde konuşulur.Peki Leylayı Mecnun'un gözünde Dünya güzeli yapan da aşk değil miydi?Ve yine bir 3.şahıs mağduru Mem ve Zinin aşkı Kürt edebiyatının en önemli aşk hikayesidir.Ve bu hikayelerin sonucunda aşkı uğruna ölenleri de görüyoruz aşık olduğu kişiyi unutanları da...Biraz da PLATONİK AŞK kavramından bahsetmek istiyorum.Çoğu şairin,yazarın ve şarkıcının ele aldığı bir konudur.Evet hemen herkesin aklına Sezai Karakoç ve aşkı Muazzez Akkaya gelmiştir.Türk edebiyatının en önemli şiirlerinden biri olan Mona Rosa aslında bir akrostişmiş.Peki bu platoniklik kavramı ne demektir.Kısa tabiriyle karşılıksız aşk denir.Aşk normalde güzel bir şey olarak bilinse de platoniklik kavramı gülün dikeni misali karşımızda durmaktadır.Sezai Karakoçla aynı kaderi paylaşan birçok insan var.Kimileri Sezai gibi şiire dökerek kimi şarkı yazarak kimi ise içine gömerek yaşar.Sevgi neydi
Sevgi emek miydi
Bir şeye emek verdiğimizde onun karşılığını bekleriz peki sevgi de karşılıklı mıydı
Romeo'nun hayatında Rosaline olsaydı yine Julieti sever miydi?Oysaki Romeo Julieti kendini öldürebilecek kadar çok sevmişti.Eğer Rosaline Romeoyu terk etmeseydi Shekespeare'ın bu ünlü romanı olmazdı.Romeo Julieti sadece düşmanının kızı olarak tanıyacaktı.Ya da başka bir senaryoyla Romeo hayatında Rosaline olmasına rağmen Juliete ilk görüşte aşık olacaktı.Peki Rosaline ne olacaktı.Romeo Rosaline'yi de sevmemiş miydi?Sevgi böyle bir şey miydi?Belkide daha korkunçu Romeo Rosaline'yi unutmak için Julieti sevmişti.Hayatta her zaman belkiler vardır ve olacaktır.Tıpkı keşkeler gibi...Normalde Shekespeare'ın bu ünlü kitabını okuyan biri ne kadar da romantik aşk böyle bir şey olmalı der.Ama kimse ikinci bir senaryoyu düşünmez.Peki ya Nazım çok uzaklara gitmemize gerek yok hele bir de böylesine güzel aşk şiirleri yazan Nazım senin afını kol sattimin kayışına yazdım Piraye diyen Nazımın kayışında Vera yazıyordu.Atilla İlhanın aşkta 3.şahısa yer yoktur şiirini bilir misiniz? Bu hikayeden hareketle bu şiirin ne kadar haklı bir şiir olduğunu görebiliriz.Bazen bir aşk uğruna bir imparatorluk bile yıkılır.Paris ve Helen aşkını ya da Truvayı duymuşsunuzdur.Koskoca bir imparatorluğun yıkımına sebep olan bu aşk hala bile günümüzde konuşulur.Peki Leylayı Mecnun'un gözünde Dünya güzeli yapan da aşk değil miydi?Ve ylne bir 3.şahıs mağduru Mem ve Zinin aşkı Kürt edebiyatının en önemli aşk hikayesidir.Ve bu hlkayelerin sonucunda aşkı uğruna ölenleri de görüyoruz aşık olduğu kişiyi unutanları da...Biraz da PLATONİK AŞK kavramından bahsetmek istiyorum.Çoğu şairin,yazarın ve şarkıcının ele aldığı bir konudur.Evet hemen herkesin aklına Sezai Karakoç ve aşkı Muazzez Ersoy gelmiştir.Türk edebiyatının en önemli şiirlerinden biri olan Mona Rosa aslında bir akrostişmiş.Peki bu platoniklik kavramı ne demektir.Kısa tabiriyle karşılıksız aşk denir.Aşk normalde güzel bir şey olarak bilinse de platoniklik kavramı gülün dikeni misali karşımızda durmaktadır.Sezai Karakoçla aynı kaderi paylaşan birçok insan var.Kimileri Sezai gibi şiire dökerek kimi şarkı yazarak kimi ise içine gömerek yaşar.
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ
gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
MONA ROZA
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karsi kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavsanlar daga
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yagmur igri igri düser topraga
Ulur aya karsi kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakisin ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Acma pencereni perdeleri çek..
Zeytin agaçlari sögüt gölgesi
Bende çikar günes aydinliga
Bir nisan yüzügü, bir kapi sesi
Seni hatirlatiyor her zaman bana
Zeytin agaclari, sögüt gölgesi
Zambaklar en issiz yerlerde açar
Ve vardir her vahsi çiçekte gurur
Bir mumun ardinda bekleyen rüzgar
Isiksiz ruhumu sallar da durur
Zambaklar en issiz yerlerde acar
Ellerin ellerin ve parmaklarin
Bir nar çiçegini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadin
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmaklarin
Zaman ne de cabuk geciyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göge bu kadar
Zaman ne de çabuk geciyor Mona
Aksamlari gelir incir kuslari
Konar bahcenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sari
Ahhh! beni vursalar bir kus yerine
Aksamlari gelir incir kuslari
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Incir kuslarinin bakislarinda
Hayatla doldurur bu bos yelkeni
O masum bakislar su kenarinda
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kirgin kirgin bakma yüzüme Roza
Henuz dinlemedin benden türküler
Benim askim sigmaz öyle her saza
En güzel sarkiyi bir kursun söyler
Kirgin kirgin bakma yüzüme Roza
Artik inan bana muhacir kizi
Dinle ve kabul et itirafimi
Bir soguk, bir garip, bir mavi sizi
Alev alev sardi her tarafimi
Artik inan bana muhacir kizi
Yagmurlardan sonra büyürmüs basak
Meyvalar sabirla olgunlasirmis
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsin ölüler niçin yasarmis
Yagmulardan sonra büyürmüs basak
Altin bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanli kus tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapali gece güne
Altin bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller
Sezai Karakoç
Nazım Hikmet